AFYONKARAHISAR EVLERI
 

AFYONKARAHISAR EVLERI




Afyon’da Tac-ı Ahmet, Zaviye, Mollabahşi, Yukarı Pazar, Kubbeli Mahallesi, Arap Mescit, kale, Akmescit, Nurcu, Mecidiye, Sinanpaşa, Hacıeyup mahallelerinde Afyon sivil mimari örnekleri günümüze kadar iyi korunmuş durumda gelebilmiştir. Bu mahallelerde yeni yapılanmaya gidilmemiştir. Büyük bir bölümü sit alanı olarak belirlenen bu mahallelerdeki evlerde mükemmel bir şehircilik anlayışı dikkati çekmektedir. Özellikle Hıdırlık ve kale eteklerindeki eğimli arazide kurulmuş olan sokaklar birbirine paralel doğu-batı doğrultusundaki caddeler Helenistik dönemin Hippodamos plan düzenine göre ızgara planlı olarak yapılmışlardır.

Adyon evleri genelde iki veya üç katlı olup, bitişik düzende yapıldıkları için köşelerde çift, aralarda ise tek cephelidir. Alt katlar sokağa üst katlar da değişik çıkmalarla dışa açılırlar. Araziye uyum sağlayan bu evler bazen moloz taş temelli bazen de temeller su basmana kadar kesme taş kaplamalıdırlar. Duvarlar arasında ahşap hatıllar, kerpiç dolgular bulunmakta olup, bunların üzeri sıvalıdır. Üzerlerini örten kırma veya üçgen çatılar çoğu kez tuğladandır.

Afyon evlerinde zemin katlarda taşlık ve avlular bulunur. Burada kiler, depo, odunluk, ahır, çamaşırlık yer alırdı. Orta katlar alçak tavanlı ve küçük pencereli olup, sokağa yakın pencerelerde çıkmaları destekleyen konsolların arasına pencereler yerleştirilir. Üst katları taşıyıcı konsollar taşır ve geniş odalar manzaraya ve sokağa karşı açılırdı. 



Afyon evleri genellikle iki kapılıdır. Alt kat kapıları tek kanatlıdır. Bazen kapı boşlukları üzerinde, bazen çatı üzerinde üçgen çatılı bir çatı odası ve bir balkon yapılmıştır. Evlerde genellikle dış görünüme önem verilmiştir. Afyon evleri çıkmalı evler, çatı odalı veya balkonlu evler, kapı boşluğu üzerinde balkonlu evler, kapı boşluğu üzerinde cumba biçiminde çıkıntısı olan evler olmak üzere dört ayrı grupta toplanmıştır.

Çıkmalı evlerde çıkma biçimlerine göre, düz çıkmalı, gönye çıkmalı, çokgen çıkmalı olarak gruplara ayrılır ve bu çıkmalar ahşap konsollarla desteklenirdi. Bu tür evlerde odalar dışa doğru yönelirdi. Çatı odalı evlerde, bitişik nizamdan ötürü üstü kapalı, önü açık hayat denilen mekanlar bulunmazdı. Dışarıya doğru açılabilmek için en üst katta önü balkonlu, kemerli ve üçgen alınlıklı çatı üzerinde ayrı mekanlar meydana getirilmişti. Bunlar bazen balkon, bazen kapı boşluğu üzerinde yer alırlardı. Bazen konsollarla desteklenir, bazen de çatı üzerine oturtulurdu. Kapı boşluğu üzerindeki balkonlu evlerde de balkon korkulukları demir veya ahşap olur, cepheler çeşitli çıkmalarla hareket kazanır ve bunlara çok sayıda pencere açılırdı.

Kapı boşluğu veya kapı üzerinde cumba çıkıntısı evlere Afyon’da az rastlanırsa da binaya hareketlilik kazandıran cumba veya şahnişler kapı boşluğu veya kapı üzerinde binanın cephesinde dışa doğru çıkıntı yaparlardı. Afyon evlerinde cumbaların oldukça sade bir görünümü vardır. 




Afyon evlerinde çatı ve zemin katı dışındaki katlar ailenin bütün gününü geçirdiği katlardı. Bu katlarda sofa merkez konumunda olup, odalar buraya açılırdı. Evlerde gelişmiş bir mutfak düzeni olmadığından odaların biri mutfağa ayrılmıştır. Ayrıca yüklük denilen kapaklı dolaplar, gusülhaneler, çiçeklik denilen nişler ve ocaklar her evde yer alırdı. Genellikle çıkmalı odalara baş oda denir ve bunlar tavanları ile oldukça bezemeli bir görünümdedirler.

Tavanları alçı, ahşap ve kalemkâri süslemelidir. Tavanlarda tavan göbeklerine önem verilir. Tavan göbekleri yuvarlak veya çokgen kenarlı olup, ahşap çıtalarla ışınsal dizilmeler veya bitki motiflerinden oluşan bezemeler yapılmıştır. Bazı örneklerde de zikzak bordürleri görülmektedir. Bununla beraber Afyon evlerinde kalem işlerine çok az rastlanmaktadır.

.
.
KAPLICALARI
.
.
.Afyon ili jeolojik yapısından ötürü kaplıcaları ile ün yapmıştır. Bu kaplıcaların içerdiği kimyasal elemanlar tıbbi yönden de burasını önemli kılmıştır. Afyon çevresinde sıcak su kaynağı olan çok sayıda hamam ve kaplıca bulunmaktadır. Afyon kaplıcaları uluslar arası düzeyde ün yapmıştır.

Frigler döneminden itibaren buradaki sıcak su kaynaklarından yararlanılmış, Romalılar, Bizanslılar, Selçuklular ve Osmanlılar yörede bir takım tesisler kurmuşlardır. Bunların en ünlüleri Gazlıgöl Kaplıcası ile Hüdai Kaplıcalarıdır.


Gazlıgöl Kaplıcası (Merkez)

Afyon’a 21 km. uzaklıkta, Afyon-Eskişehir demiryolu üzerindeki Hamamköy’de bulunmaktadır. Buradaki kaplıcaların çok eski tarihlere inen geçmişleri vardır. Gazlıgöl kaplıcalarında faaliyette olan dört hamamdan en eskisi olan Eskihamam Roma döneminden beri kullanılmaktadır.

Gazlıgöl Kaplıcaları ile mitolojik bir öykü vardır. Bu öyküye göre; Kral Midas’ın çocuğu olmamış, üzüntüsünden her gece Tanrı’ya yalvarmış. Nihayet günün birinde kralın bir kızı olmuş; kız büyümüş ve genç kız olduğunda vücudunun her tarafını çıbanlar sarmış, hiçbir hekim iyileştirememiş. Acı ve ağrılara dayanamayan genç kız, yollara düşmüş ve dağ tepe demeden dolaşmaya başlamış. Bu arada kral Midas kızının kollanması amacı ile peşine gözcüler takmış. Afyon yakınlarına kadar gelen kız, susamış ve bugünkü Gazlıgöl Kaplıcasının bulunduğu yerde bir su görmüş ve bu sudan içmiş. Suyun vücuduna değdiği yerlerde sancılarının kesildiğini, içinin rahatladığını gören genç kız kendisini suyun içerisine atmış. Daha sonra yorgunluktan yeşillikler üzerine uzanmış ve orada uyuyakalmış. Uyandığında kız, suyun yansımasında eski güzelliğine kavuştuğunu, çıbanların kaybolduğunu görmüş. Sarayına döndüğünde Kral Midas kızına sormuş: Seni hangi hekim iyileştirdi. Söyle de onu hekimbaşı yapayım demiş. Bunun üzerine kız; beni hekim değil ülkende çıkan sıcak bir su iyileştirdi diye cevap vermiş. Kral Midas kaynağın olduğu yerde bir hamam yapılmasını ve bütün dertlilerin orada derman bulmasını istemiş. Böylece Gazlıgöl kaplıcaları Friglerden günümüze kadar kullanılmıştır.

Osmanlı döneminde Fatih Sultan Mehmet de Karamanoğulları seferine çıkarken yolu üzerindeki Gazlıgöl Kaplıcalarına uğramış ve burasını imar ettirmiştir.

Gazlıgöl Kaplıcası kimyasal olarak suyunun içerisinde klorür, bromür, iyodür, florür, nitrat, sülfat, nitrit, hidrofosfat, karbonat, hidroarsenat, bikarbonat elemanları ile karbondioksit ve hidrojen gibi gazlar bulunmaktadır. Kaplıcanın sıcaklığı 64 C’dir. Bu kaplıcanın mide, karaciğer, safra kesesi, böbrek taşı, damar sertliğinin giderilmesinde büyük yararları olduğu ve tansiyon düşürücü niteliği ile de tanınmıştır.


Hüdai Kaplıcaları (Sandıklı)

Sandıklı İlçesine 8 km. uzaklıkta olan Hüdai Kaplıcaları çamur banyoları ile ünlüdür. Bu kaplıcalarda Hıristiyanlığın ilk yıllarından itibaren şifa aranmıştır. Hıristiyanlığın ilk yıllarında o çevrenin Başpiskoposu Aziz Michael bu kaplıcalarda hastaları tedavi ederek mucizeler göstermiş ve bu olay tarihe “Aziz Michael’in Mucizeleri” olarak geçmiştir. Bizans döneminde yapılan hamamlardan üç tanesi günümüze kadar ulaşmıştır.

Kaplıcanın suları jeolojik bir çatlama sonucu 500 m. derinlikten kaynamaktadır. Kaplıcanın şifalı çamurları ise özel bir şekilde hazırlanan toprağın 60 C’lik şifalı suyun karıştırılması ile elde edilmektedir. Böylece 45 C sıcaklıkta bir çamur oluşturulmaktadır. Suyun kalsiyumsülfatı radyoaktiviteli olup, romatizma, nevralji, safra yolları, kadın hastalıkları, metabolizma bozukluklarına iyi gelmektedir.


Afyonkarahisar’daki Diğer Kaplıcalar

Afyon’a 18 km. uzaklıktaki Araplı Dere yakınında Gecek Kaplıcası, Eski hamam (Büyük hamam), Çelikli veya Kapıaltı isimleri ile tanınmıştır. Küçük Hamam ise Kükürtlü veya Hacethane olarak bilinmektedir. Bu kaplıcalarda romatizma, metabolizma bozuklukları, cilt ve sinir rahatsızlıkları, kadın hastalıklarının tedavisinde faydalı olduğu görülmüştür.
Afyon’a 16 km. uzaklıktaki Ömerli kaplıcasının öyküsüne göre; Ömer dede isimli bir çoban yeri kazarak bu kaynağı bulmuştur. Bu kaplıcanın da kadın hastalıkları, nevralji, romatizma, kırıklar ve metabolizma bozukluğu tedavisinde yarar sağladığı görülmüştür.
Bolvadin’e 30 km. uzaklıkta Heybeli Kaplıcasının üç ayrı kaynağı olup, burada içme ve banyo tedavisi yapılmaktadır. Özellikle romatizma, nevralji, nefrit ve kadın hastalıkları tedavisinde yararlılığı görülmüştür.
Bu kaplıcaların dışında Kaya Hamamı, Kınık Ilıcası, Uyuz Hamamı ve Bülgüldek Hamamı da tarihi çağlardan itibaren bilinmekte ve sularından yararlanılmaktadır.
Afyon kaplıcalarının yanı sıra maden suları ile de ünlüdür. XX.yüzyılın başında Belçikalı bir doktor buradaki maden suyunun şifalı olduğunu dönemin padişahı Sultan II.Abdülhamit’e duyurmuş ve gerekli tahliller yapıldıktan sonra 1903 yılında çıkarılan bir ferman ile buradaki maden suları işletmeye açılmıştır. Afyonkarahisar maden suyu Kızılay tarafından işletilmektedir.

 

 

 
  Bugün 47 ziyaretçi (53 klik) kişi burdaydı!
GOOGLE Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol